Ekonomi Rehberim'de paranın geçmişi ve faizin detayları ile ilgili pek çok bilgiyi bulacak ve oldukça sade bir anlatımla yazılan bu içerikte bahsedilen bilgileri kolayca öğrenebileceksiniz. Para ve faiz kavramlarını incelemeden önce Ekonomi ve Ticaret adlı yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.
TAKAS NEDİR?
Paranın icadından önceki zamanlarda insanlar, ihtiyaçlarını karşılamak için ellerinde bulunan ürünleri verip karşılığında istedikleri ürünleri alırlardı. Bu değiş-tokuş sisteminin adı takastır. Paradan önceki devirlerde yaygın olarak kullanılan bu yöntem günümüz şartlarında da tamamen kaybolmuş değildir.
Bu yöntemin önemli bir dezavantajı vardır. Eğer siz komşunuzdan takas yöntemi ile bir mal almak istiyorsanız, komşunuzun da sizden alacağı malı ve ürünü istemesi ya da ihtiyaç duyması gerekir. Diğer bir deyişle her iki taraf da diğer taraftakinin vereceği ürünleri veya malları isterse takas gerçekleşebilir. Bu duruma ihtiyaçların karşılıklı çakışması denir.
PARANIN GELİŞİMİ
Takas sisteminin yetersizlikleri sonucu kültürler farklı zamanlarda ve coğrafyalarda parayı icat etmişlerdir.
İnsanlık tarihinde para olarak tuz, tütün, değerli madenler, taşlar, deri ve deniz kabukları gibi pek çok malzeme kullanılmıştır.
EMTİA PARA
Ticaret amacıyla kullanılan, değiş-tokuşta kullanılan mineraller, metaller, altın ve gümüş paralar ile tarım ürünleri emtia para olarak değerlendirilir. Emtia paraların tek kullanım amacı para olarak kullanılması değildir. Bu durum da emtia paraların bir avantajı olarak görülür.
TEMSİLİ PARA
Temsili paranın oluşumunda emtia paraya bir alternatif olarak kullanılması en önemli etken olmuştur. Altının para olarak kullanım zorluğu sonucunda altın miktarlarınca makbuzlar kesilmeye başlanmış ve bu makbuzlar da alım-satım işlerinde altını temsilen kullanılmıştır.
ÇEVRİLEMEZ İTİBARİ PARA
Temsili paranın kullanımı insanların dolar, lira, yen gibi çevrilemez itibari paraya geçişini oldukça kolaylaştırmıştır. Çevrilemez itibari para aslında değersiz ve emtia ile desteklenmeyen bir paradır. Devlet bunun bize para olduğunu söylemiş, biz de bu paraları para olarak kabul etmişizdir.
FAİZ
Ekonomistlere göre paranın değeri zamandan etkilenir. Zamanla oluşan enflasyon bu paranın alım gücünü düşürür ve değerini azaltır. Kardeşinize verdiğiniz para, geri aldığınızda enflasyon etkisiyle daha değersiz olarak elinize geçecektir ve aynı zamanda para kardeşinizde olduğu süre boyunca bu parayı kullanamadığınız için bir fırsat maliyeti oluşacaktır. Bu fırsat maliyetini ve enflasyon etkisini azaltmak için faiz kullanılır.
Faiz kısaca belli miktardaki paranın kullanımı karşılığında yapılan bir çeşit ödemedir. Faiz oranı ise bu ödeme miktarını belirleyen bedeldir. Bu bedeli oluşturan pek çok etken vardır. Şimdi ise faiz oranına etki eden kavramları inceleyelim.
TEMEL FAİZ ORANI
Bu oran, paranız kullanım dışı olduğu için oluşan fırsat maliyetini yansıtır. Daha terimsel bir anlatımla enflasyon ve risk tehlikesi yokken borçlanma düzeyini, tasarruf düzeyine eşitleyen oran temel faiz oranıdır. Daha basit tabirle örnek verecek olursak %1.5 faiz oranıyla paranızın kullanımından vazgeçerseniz bu %1.5 oran temel faiz oranı olarak kabul edilir.
BEKLENEN ENFLASYON ORANI
Temel faiz oranı, fırsat maliyetinizi karşılarken enflasyon paranıza değer kaybettirecektir. Bu sebeple bu oran beklenen enflasyon maliyetine karşılık kullanılır. Örneğin bulunduğunuz yerde enflasyonun %3 oranında olacağını kesin bir durum olarak ele alırsak yatırımcınız veya kredi vereniniz temel faiz oranına beklenen enflasyon oranını da ekler ve nominal faiz oranınız %4.5 olur.
TEMERRÜT RİSKİ PRİMİ
Kredinin veya yatırımın kötü sonuçlarla karşılaşması ihtimali varsa temerrüt riski de hesaba katılır. Ödenmeme ihtimali veya temerrüt riski arttıkça toplam faiz de artar. Borcuna sahip çıkan, borçlarını zamanında ödeyip aksatmayan bir müşteri, borçlarını geciktiren ve borç ödemede sıkıntılar yaşayan diğer müşteriye göre toplamda daha az faiz oranına sahip olacaktır.
LİKİDİTE PRİMİ
Eğer bir kredi veya yatırımın kar etmesi çok zaman alacak ve kar etmesi çok zor olacaksa ekstra bir faiz oranı daha devreye girer. Çünkü kredi alım satımlarında kazanç sağlamak önemliyken, likit halde bulunmayan emtialar için kullanılan krediler kazanç açısından zayıf kalır. Bu durumu özetleyecek olursak nakit paraya dönüştürülmesi zor olan mallar için kullanılan kredilerde normal şartlardan daha yüksek bir faiz oranı gerekir.
VADE RİSKİ PRİMİ
Zaman geçtikçe faizlerde artma yaşanması ihtimali vade riskini doğurur. Bu durumda sağlanacak kazancın normale göre daha düşük seviyede kalmaması için bir faiz oranı daha eklenir. Diğer bir deyişle ilerde benzer bir yatırımdan faizlerin artması sebebiyle daha yüksek gelir elde edilecekken, vade riski eklenmeyen yatırımdan daha az kazanç sağlanacaktır. Böylece vade riski primi ile bu durumun önüne geçilir.
Verdiğimiz örnekleri toparlayacak olursak temel faiz oranımız %1.5 idi. Buna beklenen enflasyon oranı %3 eklenir ve nominal faizimiz %4.5 olur. Temerrüt riski primi için %3, likidite primi için %2 ve son olarak vade riski primi için %1 oranları örnek olarak ele alınırsa, %4.5 olan faiz oranımıza bu oranlar eklenir ve %10.5 olan toplam nominal faiz oranımız ortaya çıkar.
Yorumlar
Yorum Gönder