ÇEVRE VE EKONOMİ İLİŞKİSİ

Ekonomi Rehberim, bu yazıda sizlere ekonomide üstünde durulması gereken bir kavram olan ekonomi ve çevre ilişkisini açıklayacak. Büyümenin çevreye etkisi, çevreyi kirletme hakkı gibi kavramlar da detaylarıyla anlatılacaktır. Bu yazımızdan daha çok verim alabilmeniz için Üretim Faktörleri ile ilgili yazımızı da okumanızı tavsiye ediyoruz.

SÜREKLİ BÜYÜME

Bir ekonominin sürekli büyüyebildiğini düşünelim. Bu büyümenin çevreye karşı bazı bedelleri olacaktır. Nüfusun artması ile öz kaynaklara olan baskı artacak ve bu öz kaynakların ekonomiye yetebilmesi istenecektir. 

Ekonomik büyümenin direkt olarak çevreyi tahribata uğratacağını, öz kaynakları tüketeceğini düşünmek doğru olmaz. Öz kaynakların ekonomiye yetebilmesi gerekliliği insanların algısında değişikliklere sebep olup, piyasaların ve bireylerin dürtülerinde de farklı yönelimler meydana getirecektir.

Peki sözünü ettiğimiz farklı yönelimler nelerdir? Arz talep kanundan bildiğimiz gibi talepte yaşanan artış fiyatları da artırır. Aynı şekilde öz kaynaklara duyulan talebin artması öz kaynakların kullanımında oluşan maliyetleri de artıracaktır. Bu sebeple bu öz kaynak yenilenebilir ise girişimciler bu kaynağın üretimini artırma dürtüsü kazanır, ancak bu öz kaynak yenilenemez bir kaynak ise fiyatların artmasıyla kaynağı kullanım isteği düşer.

YENİLENEBİLİR ÖZ KAYNAKLAR

Yenilenebilir öz kaynakları anlamak için keresteyi düşünelim. Ülke çapında keresteye duyulan talebin artması durumunda, daha önce de bahsettiğimiz gibi kereste fiyatlarında artış yaşanır. Kereste üreticileri bu talebi karşılamak için ağaç üretimini artırmak zorunda kalırlar. Sonuç olarak ormana duyulan talep ve ormanlar için ayrılan arazi miktarı artar. Başka bir deyişle keresteye duyulan talebin çevreyi tahrip edip ormanları bitireceğini düşünmek yanlış olur. Artan talebin karşılanması için arz artırılır. Arzın artması için de orman miktarı artırılmış olur.   

YENİLENEMEZ ÖZ KAYNAKLAR

Yenilenemez öz kaynakları anlamak için kömürü düşünelim. Kömüre duyulan talebin artması ile kömür fiyatları artar. Kömürü üretiminde kullanan işletmeler artan üretim maliyetlerini azaltmak için kömür kullanımında tasarruf ederler ve kömürü en verimli şekilde kullanmaya çalışırlar. Kömürü verimli kullanamayan işletmeler ise üretim giderleri sebebiyle zor durumda kalır en nihayetinde ise üretimi durdurmak zorunda kalırlar. Ekonomik açıdan verimlilik öz kaynakların müsrif bir şekilde kullanılmamasıyla ortaya çıkar. Bu durum da çevreye yarar sağlar.


ÇEVREYİ KİRLETME HAKKI

Çevre kirliliği, ekonominin istenmeyen sonuçlarından biridir. Üretimde oluşan kirliliğin sıfıra indirilmesi hedeflenmez ve ihtimal dahilinde görülmez. Üretimin, toplumsal marjinal faydası ile toplumsal marjinal maliyetinin eşit olması durumuna kadar gelmesiyle ideal kirlilik miktarı yakalanır.

Kirliliğin optimum düzeyde kalabilmesi için devlete ciddi görevler düşer. Kirliliği oluşturanlara kirlilik ile orantılı olarak ekstra vergiler konulabilir veya kirletme izni satabilir. Böylece üreticilere kirletme maliyeti yüklenmiş olur. Diğer bir yöntem ise kirliliğe maruz kalanlar ile kirletenler arasında tazminat ödemelerinin yapılmasıdır. Bu önlemlerle kirlilik istenilen seviyelerde tutulabilir.

VERGİLENDİRME

Üreticilere yüklenen kirletme ile ilgili ekstra vergilerin üretim maliyetlerinin artmasına sebep olur. Bu artış ile üretim isteği azalır ve piyasa fiyatları artar. Böylece üretim ve kirlilik azalır. Ancak bu vergiler firma ayırt etmeyeceği için çok daha az kirlilik oluşturan üreticiler de bu vergilerden olumsuz etkilenir. Vergilendirme, üreticiye kirletme maliyeti yükler ancak her üreticinin kendini düzeltmesi oluşturduğu  kirliliği azaltması gibi etkilere sahip olamaz. Artan fiyatlara rağmen talep artarsa üretim de artacak ve kirlilik sorunu yine oluşacaktır.

KİRLETME İZİNLERİ

Kirletme izinleri, üreticilerin belli kotalarda üretim yapmasına sebep olur. Kirliliğin azaltılması amacıyla hükümet, verdiği kirletme izinlerinin sayısını artırıp azaltabilir. Böylece üretimde limitler oluşur ve kirlilik istenilen seviyelerde tutulabilir. Bu durumu basit bir örnekle açıklayalım. Doğaya zarar veren bir gazın oluşumunu azaltmak isteyen hükümet kirletme izinleri çıkarır. Her izin belli miktar gaz oluşumuna müsade eder. Devlet tarafından belirlenen optimum kirlilik oluşuma göre kirletme izinleri sayısı belirlenir. Her kirletme izni belli miktar gaz üretimine müsade edeceği için kirletme izinlerinin sayısının az olması kirletme miktarının da azalmasına sebep olur.

COASE TEOREMİ

Bu teoreme göre kirliliğe maruz kalanlar ile kirletenler arasında ortak olarak anlaşılan bir miktarda tazminat ödemesi yapılır. Böylelikle üretimin istenmeyen maliyetlerine maruz kalanlara kirletenler direkt olarak tazminat ödemek zorunda kalırlar. Bu teori, çok sayıda ülkede ve pek çok kurum tarafından etkin olarak kullanılan ve kirliliğe maruz kalanların haklarını savunarak tazminat almalarını sağlayan bir teoridir.




Yorumlar